27 Temmuz 2013 Cumartesi

Bazıları haftasonu sever!

Neden bazıları? Çünkü mesela bizim patron sevmiyor. Bariz haftasonuna karşı! Nedeni belirsiz, sonucu ise hazin. Cumartesi günleri annesi dışarı çıkmaya izin vermediği için camdan diğerlerinin oynamasını izleyen çocuklar gibiyiz an itibariyle (gerçekten de dışarıdan çocuk sesleri geliyo- bi de onları dinlemek zorunda kalıyoruz, ne şen bir haftasonu!)

Protesto olarak ofiste oturup çalışmamaya karar verdiğim bugünde fotoğraflarla metafor yapmaya karar verdim (tabii ki kimse protesto ettiğim farkında değil, çaktırmadan ediyorum) İşte bazı seçmeler:



İşte bu fotoğraftaki emekçi kedi kardeşim ben oluyorum, gelip masaj yaptıranlar da “ayy, haftasonu masaja mı gitseeek” diyen gıcık kedi arkadaşlarım (surat ifadesine bak, bildiğin nispet yapıyo!!)

17 Temmuz 2013 Çarşamba

İş Hayatında Kimsenin İşini Düzgün Yapmaması

Evet arkadaş işte ben buna deli oluyorum! Ama yani hiç kimse de tam yapmıyor, bi bildikleri mi vaaar yoksa insanları süründürmek hoşlarına mı gidiyor acaba?

Peki ben niye dellendim? Şimdi şöyle ki, şirkette bana yıktıkları angarya bi iş var (evet piyango herkese çıkabilirdi ama tabii ki bana çıktı) ve bu işi yapmam için insanların bana sadece bi form doldurup göndermeleri lazım. Peki dolduruyorlar mı? Tabii ki hayır. Zaten bildiğiniz gibi herkesin acele bi işi olma durumu vardır. Her işleri aceledir, formu dolduracak bile zamanları yoktur (gören de coca-cola’nın ceosu sanıcak, alt tarafı satış yapıyosun yani) Ama bunlara pabuç bırakmıyorum artık tabii (nerde o eski uyumlu ben, nerde şimdiki dayatmacı ben) Mottom: O form gelicek!

Evet işte, bu resimde ben kendimi tutmaya çalışırken...


15 Temmuz 2013 Pazartesi

Şirketteki Yaprak Dökümüne Tanıklık Etmek

İşte bu gerçekten karışık bir duygudur, hele de işe yeni girdiyseniz!

İşe girdiğimin 3. ayında şirketten biri ayrılmıştı. Sonra biri daha, ve biri daha, sonra biri daha! İlkinde tabii kendinizi normal hissediyorsunuz (ne de olsa iş hayatı herkes iş değiştirebilir). Ama ne zaman 1 senelik çalışmanızla şirketin eskileri arasındaki yerinizi alıyorsunuz, o zaman kafada çanlar çalmaya başlıyor. İşte batan geminin malı gibi hissettiğiniz an o an!

Şu arkadaki mavili olurum anca ben, şimdi düşcek ve çizgiyi bile geçemicek


13 Temmuz 2013 Cumartesi

Bir Zamanlar Okuldan Kaçmak Diye Bir Şey Vardı

Şu iş hayatımda yanarım yanarım zamanında okuldan çok fazla kaçmadığıma yanarım. İş hayatında böyle bir etkinlik yok maalesef.

Tabii ki hastalık bahanesiyle işe gitmeyip günün keyfini çıkaranlar yok değil (off ben bunu bile yapamıyorum! Bahanelerimi ya iş görüşmesine gitmem gerekirse diye saklıyorum- işinden memnun olmayana işi kırmak bile hayal) Ama okulu kırmak bambaşka bişeydi. Okula sabahtan giderdiniz ama sonra canınız sıkılır çaktırmadan yandan yandan kaçardınız. Artık gezer misiniz tozar mısınız size kalmış.


Bir gün ben de yapıcam bundan!

Peki ya şimdi? Geldim diyelim sabahtan işe, öğlen 3 gibi birkaç arkadaş işten kaçtığımızı düşünebiliyor musunuz? (Düşününce çok da güzel oluyor aslında, şöyle 2 saat dolanırdık, kahve fln içerdik ohh)

12 Temmuz 2013 Cuma

Gittikçe Patronuna Benzemek

İşimin bana artıları: Pazarlık yeteneği
İşimin bana eksileri: Gün geçtikçe daha da cimrileşmek

Valla cimrilik ve pazarlık yaparak biriktirebileceğim şey zaten anca bozuk para, neyin peşindeyim ki!
Arkadaş patronun cimrisi akıllara zarar, bunu bilir bunu söylerim. Ofise bi kağıt bile alınacak olsa pazarlık yapan adamdan korkacaksın (şimdi bu adam yarın bi gün sana nasıl zam yapsın, yüreğine iner mazallah) İşin kötüsü zaman geçtikçe sana da geçiyo bu cimrilik; bulaşıcı ve tedavisi var mı emin değilim (varsa söyleyin bizim patrona uyguliciim)

Birlikten Kuvvet Doğar Demiştim Dimi?

Demediysem de ima ettiğime eminim!

Yazmayalı 1 ayı geçmiş, yokluğumda iş hayatında bocalanmalar yaşanmış olabilir tabii normaldir! Ülkemizde olanlar malum, ortalık karışık, direnmek birçoğumuzun rutini oldu. Bir dönem "Sabah iş akşam direniş" sloganı dillerdeydi bildiğiniz gibi!

Değişim belki başladı, belki de başka bir dönemdeki değişimin temelleri atıldı sadece. Bunu şimdiden bilmemiz imkansız. Ama öğrendiğimiz bir şey var bence: Birlikte hareket etmenin dayanılmaz hafifliği! Evet hafiflik, çünkü yalnız olmadığınızı bilmek sizi güçlendirirken üzerinizde hissettiğinizi o ağırlığı da alır götürür. Artık sizi destekleyen birileri olduğunu, yalnız olmadığınızı bilirsiniz. Gördüğünüz haksızlığa karşı tek başınıza ses çıkarmak zorunda değilsinizdir artık, binlerce değişik ses aynı şeyi söyleyebildiğinizi farkedersiniz.